Bilişsel önyargı, insanların çevrelerindeki bilgileri işlerken ve yorumlarken ortaya çıkan ve verdikleri kararları ve yargıları etkileyen sistematik bir düşünme hatasıdır.
İnsan beyni güçlüdür ancak sınırlamalara tabidir. Bilişsel önyargılar, genellikle beyninizin bilgi işlemeyi basitleştirme girişiminin bir sonucudur. Önyargılar genellikle dünyayı anlamanıza ve göreceli bir hızla karar almanıza yardımcı olan pratik kurallar olarak çalışır.
Bir Ürün Yöneticisi olarak bilişsel önyargıyla mücadele etmenin yolları:
Sağlıklı Çatışmalara açık olmak – Karşı görüş bir ekip tartışmasında memnuniyetle karşılanmalı ve hipotezin esasına göre test edilmeli veya bir kenara bırakılmalıdır.
5 Neden yöntemini devreye sokmak – Önyargılarımız, inançlarımız ve hipotezlerimiz hakkında doğru soruları sormadığımız için devreye girer. 5 neden yöntemi belirli bir sorunun altında yatan neden sonuç ilişkilerini araştırmak için kullanılan yinelemeli bir soru sorma tekniğidir ve önyargılarımız nedeniyle almış olabileceğimiz herhangi bir yanlış varsayımı incelemeye yardımcı olur.
Çelişkili verileri gözardı etmemek – Niyetinizin yanlış olduğunu kanıtlayan metriklere ve verilere bakın. Bu, bir ürünü oluşturmadan önce veya bir lansmandan sonra daha iyi ürün kararları almanıza yardımcı olacaktır. Bir özellik oluşturmadan önce belirlenen KPI’lar, onay yanlılığını önlemek için çok önemlidir.
Egonuzu kontrol altında tutmak – Başkalarına üstünlüğümüzü kanıtlamak için değil de ekip ortak bir hedef için çalışıyor olduğumuzu hatırlamak egonuzu kontrol altında tutmanıza yardımcı olur.
Kararları geri bildirime ve veri analizine dayandırmak – Kararları yönlendirmek için müşteri geri bildirimi ve de veri toplamak için AB testi ve Kullanılabilirlik testi gibi bilimsel yöntemleri kullanmanız bilişsel önyargıyla hareket etmenizin önüne geçer.
Hata yaptım diyebilmek – Hatalarınızı kabul etmekteki cesur davranışınız ekibinizde karşılıklı güven duygusunu perçinler ve böylece tüm ekip farkına varılan önyargıları açıkça konuşup aşabilir.